Güner ŞAR
Şehit Düştüğü Tarih: 4 Ağustos 1994
Şehit Düştüğü Yer: İstanbul Bağcılar
Doğduğu Tarih: 1969
Doğduğu Yer: İstanbul (aslen Elbistan'lıdır)
Mezar Yeri: Sarıgazi Mezarlığı, İstanbul
Güner Şar, 4 Ağustos 1994'de
yoldaşları Hüseyin ve Özlem'le birlikte Bağcılar'da kuşatıldıkları
üslerinde saatlerce çatışıp duvarlara kanlarıyla uğruna can verdikleri örgütlerinin
adını yazdılar. Ölümü «tilililer» çekerek
karşıladılar ve şehit düştüler.
GÜNER ŞAR
Yoldaşımız, aslen Elbistan'lı olup 1969 İstanbul doğumludur. Kürt
milliyetindendir. Bir memur ailesinin çocuğudur. 1987'de üniversiteye
girdiğinde 12 Eylül karanlığından yeni yeni
sıyrılmaya başlayan gençlik oldukça hareketliydi. O kısa sürede safını
belirledi.
Dev-Genç'liydi. Cesaretliydi...
Okul derneğinin yönetiminde yer
aldı... Ve kısa sürede okuldan uzaklaştırıldı. 1988'den 1989 sonuna kadar okul
içerisinde illegal faaliyet sürdürdü. 1990'da Dev-Genç Beşiktaş Bölge Komitesi'nde
yer aldı, ayrıca Samsun ve Trabzon'da TÖDEF faaliyetlerini örgütledi. Bu süre içerisinde
defalarca gözaltına alındı, işkence gördü. Her seferinde işkence tezgahlarından başı dik çıkmasını bildi. 1991 Aralığında
tekrar yeraltı çalışmasına çekildi.
O, hep bir Silahlı Devrimci
Birlikler Savaşçısı olmak isterdi... Örgütte darbe ihaneti gerçekleşmişti. Darbeden
bilgi sahibi olması ve örgütünü bulması; sorumlusu olan darbeci bir hainin devrimciliği
bırakıp kaçması, o gün üsse geri dönmemesi üzerine, üssü terk ederek bir
ilişkimize uğramaları sonucu olmuştur. Darbecilere karşı tavrı açık ve net olmuştur.
Bu süreçte (93 yazında) İstanbul Silahlı Devrimci Birlikleri'nin birinde
istihdam edildi. Silahlı Devrimci Birlikler içerisinde bir
çok eyleme katıldı. Bu faaliyet içerisinde hergün
biraz daha yetkinleşirken, düşmana büyük darbeler vurmanın heyecan ve coşkusunu
yaşarken, 4 Ağustos 1994'de yoldaşları Hüseyin ve Özlem'le birlikte üslerinde
kuşatıldılar.
Bayrak açacak, çatışacak ve
gerektiğinde kanlarıyla, duvara Devrimci Sol yazacak, son nefeslerine kadar
devrim görevlerini yerine getireceklerdi. Direnmek, direniş destanı yaratmak
bizim karakterimizdi. Düşmanla doğrudan alay etmeliydiler Bayrağı açmış,
düşmana kurşun sıkıyorlardı.
Saatlerdir üsse giremeyen düşman,
yoldaşlarımızın ateşi karşısında, tüm çevre evleri boşaltıp ağır silahlarla
mevzilenip ateş ettiği halde üsse giremiyor, yoldaşlarımızı teslim
alamıyorlardı. Saatler geçiyordu.
Saat 00:4'de
komutanları Hüseyin şehit olduğunda Bayrağı Güner
devraldı. Komuta O'ndaydı... Teslim olun çağrılarına, "Boşuna uğraşıyorsunuz, Biz ölümü tilililerle
karşılarız..." diye cevap veriyordu, yoldaşı Özlem'le.
Böylesine ilk kez
rastlanıyordu...
Düğünlerde, cenazelerde,
yürüyüşlerde halkımızın tilililerini biliyorduk...
Ama üzerlerine bomba ve kurşun
yağarken, Ölümleri an meselesiyken,
Tilili
çekerek ölüme gidenlere ilk defa tanık oluyordu Türkiye Halkları.
Halktılar,
Onurluydular,
Kahraman ve değerlerine
bağlıydılar.
Tilili
çekerek ve duvara kanlarıyla Devrimci Sol yazarak şehit oldular.
Genç kızdılar. Namusluydular.
Emperyalist işgalin ve faşizmin
egemen olduğu bir ülkede, namus, silah elde savaşmaktır. Savaştılar.
(Yukarıdaki
özgeçmiş, Devrimci Sol'un Bağcılar Direnişi üzerine yaptığı 8 Ağustos 1994 tarihli,
73 No'lu açıklamadan alınmıştır.)
Hakkında
Daha Geniş Bilgi İçin...
Yoldaşları, yakınları Güner Şar’ı Anlatıyor: